Sunday, January 15, 2012

Haftasonu Trabzon 8-9 Ekim 2011


Her ne kadar Istanbul'u çok sevsemde, zaman zaman uzaklaşmak bana iyi geliyor. Haftasonu ucuz uçak bileti ile Karadeniz'in yeşiline dalmaya karar verdiğimde, yağmurun bir süpriz yapıp bu haftasonu gezisine katılıp katılmayacağını bilmiyordum. Ve şanslıydık ki, sadece güneş ve tertemiz bir hava bu geziye katıldı.

İlk gün : Sümela Manastırı
Trabzon'a indiğimizde, gün yeni yüzünü göstermişti ve dükkanlar yeni yeni açılıyordu. Trabzon'a gelip Mıhlama yada değişik yorumları ile Kuymak yenecek bir yer bulduk. Mısır unu ve Trabzon'un özel peyniri ve tereyeğının yoğun kokusu ile harmanlanmış Kuymağımızı yedikten sonra Sümela Manastırına doğru yola koyulduk. Çömlekçiler denilen münübüslerin kalktığı yer yerine meydanda ki yerden minibüse binip 25 TL'ye tur olarak gidip gelmek daha mantıklı, çünkü Çömlekçi'den kalkan minibüsler dolmayınca kalkmıyor ve Ekim'de çok giden olmuyor haliylen... :) Zaten zaman kısıtlı olunca, orada minibüs sorduğumuz bir grup kişiden, yaşlıca, gözlüklü olan biri bizim Sümela'ya gitmek için araç aradığımızı arayınca nedense bir öfkelendi, kendine dert edindi bir anda bizim ulaşımımızı ve bir yerleri aradı. Meğersem sonradan öğrendiğimize göre, yukarıdaki merkezden kalkan turist acentalarının birine telefon edip bizi geçerken aldırmış. Tabi minibüs gelene kadar ki geçen bekleme süresi, ne beklediğimizi bilmediğimiz açısından sıkıntılıydı. Çünkü amca ile iletişim kurmak = "paylanma" anlamına geldiğinden, durup beklemek daha mantıklıydı. Bu Karadeniz'lileri anlamaya çalışmanın nafile olduğunu öğrendiğimiz ilk dersti.

Yerli ve yabancı turistlerle dolu olan minibüse bindiğimizde, rahatlmıştık, en azından artık yoldaydık. 1 saatlik süren yolculuğun ardından Sümela manastırına ulaştık. Yeşil deniz buna deniyor, sanırım. Vadi'nin ortasından çağlayan bir dere ve dik iki yamacı ağaçlarla bezeli, bir orman denizi. Tam doğanın güzelliğinden büyülenmişken, dağa yapışmış duran Manastır'ın vakur duruşu ile kendinizden geçmeniz işten bile değil.  Yaklaşık, 10 dakikalık eğlenceli, ağaç dallarından merdiven olmuş patikada ilerleyip manastıra ulaşınca, artık sadece cennete uzanan merdivenler gibi bir engel kalmıştı Sümele'ye girişe.


... devam edecek







No comments:

Post a Comment