Saturday, November 1, 2014

4. Gün Italya


4. Gün

Sanırım yurt beni açmayacak, peynir ekmek nereye kadar. Mutfak ortak kullanıldığı için, bir türlü elim gitmiyor bir sey yapmaya. Eve cikma karari bende bir rahatlama getirdi, yurt gerdimi nedir, halbuki gayet düzenli ama internetsizlik yada daima kurallara bagli olma fikri canımı sıktı. Yürüyerek SanBa(yurt)'dan merkeze indim. Emlakcilarla tarzanca konustum. Bir kere daha anladım ki, komik konuşmak istemiyorsam, italyanca öğrenmeliyim tez vakitte. 

Fareli köyün kavalcıları ile evrakları yolladim, ve legalize oldum Italya'da...:) 

Ayaklarımı süreyerek otobüs durağını ararken, bir emlakcı daha gördüm. İçerde bizim bugünkü farelerden biri daha ev tutmuş. Bende sordum, amca tuvaletinde bile pencere olan ama 700 Eur olan şahane bir ev var dedi. Tuvaletinde pencere olmasin, daha ucuz olsun dedim, ama "molto bene, molto bene" diyerek evi gördüm. Ev güzel ama benim aldigim para bu deyip, türk pazarliğı ile 600 EUR önerdim. Bakalım hayırlısı....

3 Gün Italya

3. Gün

Bugün evrak işleri icin Welcome ofis günü. Universitenin yabanci ogrencileri, sudan çıkmış balık modelden çıkmak için yardımları gerçekten çok başarılı. Anna isimli arkadaş, ki sonradan okulda öğrenci olduğunu öğrendim, evrakları gözümün önünde doldurdu, sonra da cuma gel dedi. Meğer 10 kadar diğer öğrenciyle beraber, fareli köyün kavalcısı hesabı kapı kapı evrak dolaştıracakmışız. 

Benim cuma günü arabayi Milano'ya geri götürme planını bugüne çektim, saat 14:00 bakalım bu sefer kaç saatte gidecegim. Yaklaşık 1 saat kadar toplam molalarımla beraber 18 gibi havaalanındaydım. 1 saat molanın sebebi ise, bedava internet buldum bir restaurantta hemen değerlendirdim. Derken Milano havaalanından ekspress'i kacirip, otobus ile Milano Cenral 'a gidebildim. Ve son Verona-Trento baglantili trene yetisebildim. Verona'da aktarma yaparken trene yetisecegim diye, sanirim kosarken kalbimi elime alacaktim, gerci olmadi otelde kalirim diyordum ama Trento'yu benimsemeye mi basladim nedir, Milano falan hic guvenli gelmedi bana. Ben yurduma gideyim en iyisi. 

Trento istasyonuna vardigimda, yurta gidecek butun otobuslerin calisma saati geçmişti, taksiye atladım. 8 Eur'a ulastim, makul bir rakam. Bugünde oldukça aksiyon oldu, hemen uyumalı.

2.Gün Italya

2. Gün

Welcome ofis ki, butun evraklarin başlangıç noktası burası, bugün kapalı. Bende yurda gidiyorum, anahtarımı aldım, odam mutfağın dibindeki oda, ses çok olur mu acaba derken, asıl büyük sorunun internet olduğunu keşfettim. Anahtarı veren kızın, ethernet kablosu ile bağlanmamda ısrarından bir şeyler sezinlemeliydim.

Bavulları atıp okula gittim. Povo 'da fakulte, ama Povo dağın başında bir köy. Dağ, börtü böcekte bu internetteki kocaman modern bina neredeki derken buldum. Sonra da Türk arkadaşları. Meğersem burs aldığım FBK ile üniversite farkli binalarmiş, değişik bir denge varmış neyseki Başak ve arkadaşı ile buluştuk. Biri buraya yerleşmiş, biri de gitmek için can atıyor, o anki ruh halim, "Allahım ne işim var benim burada" olduğundan gayet net anlıyorum, ama anlamasam daha iyi.

10 tane mailden sonra bölümden biri ile karşılaşabildim, zira benim hocam iki hafta yok, muhtemelen de kendisi ile Istanbul'da tanışacağım. Oda ilk izlenim iç karartıcı, umarım yandaki binadaki lab'a geçebilirim.


Italya'ya doktoraya giden yaşlı genç...

University of Trento, ikinci kez de beni doktoraya kabul etti. Vardır bir bildikleri diyip geldim buralara.

1. Gün

Sabah 8:30 uçağına aldım bileti diye çok hayıflanmıştım. Çünkü, welcome ofis belli günler belli saattlerde açık olup, yurdun açık olduğu saatlere de denk getireyim derken meğersem nafile bir çaba içindeymişim. Bir gece otelde geçirecektim, zira öğleden sonra okulun hiçbir birimi hizmet vermiyordu.

Bir önceki akşam valizleri hazırladıktan sonra baktım ki, 4 aktarma ile 4 saatte gidebiliyorum. Araba kiraladim bende. Goldcar, 3 gün icin bir gun fiyati aliyor ne guzel dedim, inanasım gelmedi 28 eur hemde sigorta dahil. Ama hazirladim tabi kendimi, bu rakam olmaz diye. Tabi ki olmadi, arabayi almaya gittigimde, adam bu sigortanin sadece kazalar icin geerli oldugunu ama biri kapisini carpip da cizik yaparsa boya vs. odemem gerektigini, ve teslim alirken cok yuksek teknolojik bir sekilde kontrolden gectigini ima edince, bende 70 kusur Eur daha verip ek sigorta aldim. Ama verdikleri arabanin cant kapagi olmadigini gorunce, ve teslim işlerini yapan kisinin dunyanin en yumusak kalpli normal bir insani oldugunu gorunce "Italya'ya hosgeldim" dedim kendime.

Paraciklari verdik, bari geze geze gideyim dedim, madem vakit bol. Standart GPS ile anlaşamama problemi ile iki defa otobandan ciktim, varis suresi 3 saatten 4 saate yaklasti. Neyse en azindan pastoral Italya goruyorum. Baya gittim acaba neredeyim dedim, daha Milano'dan çıkamamışım iyi mi. Otobana gireyim tekrardan, GPS tekrar ayarlandı. Tamam 4.5 saat de fena degil, tanidik isimler gozukmeye basladi en azindan, Garda gölü diyor, ohh gölün kıyısından kıyısından giderim. Her yer dağ ne güzel, göl herade arkada kaldı. Hmmm... GPS sol diyor, Trento via bişi sağ. Ben tabelaya uyayım, GPS delirdi, 10 dakika oradan dön diyor, geri dön diye haykırıyor. Allah allah, neden acaba... Bir dolu tünelden geçiyorum, gölün altından geçiş yapmış olmasın bu adamlar, ama arada da gün ışığı var, hadi hayırlısı. Tahmini süre 5:30 saat oldu. Allam allam, neredeyim ben, pastoral bir takım dağlardayım, tamam çok güzel, rengarenk evler, göller ama Garda Gölü değil bu. Nerdeyim allahım ben. Trento'ya varabilecek miyim? Idro gölü mü? Daha demin Garda Gölü'nün yanındaydım ben. Ne vakit ters tarafa gittim, boşuna değil GPS geri dön diye haykırıyordu. Neyse bu vesile ile buraları da gördüm. Gene de bir an önce otele ulaşsam fena olmayacak, adamlari da aradim 80 km gösteriyor, ama bilinmez belki 1 saate varırım, neredeyim bilemiyorum diye. :)

11:30 da başlayan yolculuk 18:30 'da sn buldu, Milano havalimanindan en uzun yoldan gelme rekorunu kırdım sanırım. Oteli kolay buldum, 15. yy. 'dan kalma çok harika bir otel. Alcavour caddenin ismi, 34 'de binanın numarası. http://www.alcavour34.it Kocaman bir kapida zili calinca, buyukce bir avluya giriyorsunuz, sonra bir kat cikinca apartmanın bir katini cok zarif bir cift odalarını kiralamak sureti ile işletiyormus. Beni gorunce, Milano'nun 3 saat sürdügünü hatirlattilar, neyse cok üzerinde durmadilar. Anahtar tanıtımı, dis kapi, ic kapi dedikten sonra karnımı doyurup uyumusum zaten.